Türkiye Sohbet 1913 Yılında gerçekleştirilen bir darbeyle yönetime el koyan İttihat ve Terakki
Cemiyeti, hemen akabinde diğer siyasi partilerin faaliyetlerini engelledi ve en önemli siyasal
rakibi olarak görünen Hürriyet ve İtilâf Fırkasının ileri gelenlerini İstanbul dışına göndererek
ülkede fiilen bir “Tek Parti Yönetimi” oluşturdu.
Yaklaşmakta olan bir Avrupa savaşının farkında olan yönetim, bu hesaplaşmada
yalnız kalmamak için müttefik aramaya çaba harcamıştır. Osmanlı devleti geleneksel dostu
saydığı İngiltere’den ve Fransa’dan bu girişimlerine olumlu cevap alamadı.
Buna karşılık Almanya, Osmanlı Devleti,ile ilişkilerini yoğunlaştırmaya ve
geliştirmeye dönük ciddi çaba harcıyordu. Bu durumda Osmanlı yönetimi de Almanya ile
anlaştı ve yapılan görüşmeler sonunda 2 Ağustos 1914’de gizli olmak kaydıyla bir TürkAlman İttifak Antlaşması imzalandı. Osmanlı hükümeti adına imzalanan bu anlaşma, askeri
yönetimin liderleri tarafından kabul edilmiş ve başlangıçta hükümetten gizlenmiştir.
Sadrazam Sait Halim Paşa’nın bile olaylardan geç haberdar olduğu bilinmektedir Savaş başladığında (28 Temmuz 1914) Osmanlı hükümeti tarafsızlığını ilân etti ve bu
fırsattan faydalanarak kapitülasyonları da kaldırdığını duyurdu. Gerçi bu karar savaşan
taraflarca ciddiye alınmadıysa da İttihat ve Terakki hükümeti bunu fiilen uygulamıştır.
Osmanlı hükümeti kısmî seferberlik hazırlıklarını başlattı. Fakat, bu gemilerin
mürettebatı değiştirilmeden Yavuz ve Midilli adını alarak Osmanlı donanmasına katılmış
olması da Almanlara Türkiye’yi savaşa sokacak gerekçeyi yaratma fırsatı verdi.
Ekim ayının sonlarında, Karadeniz’e devriye ve tatbikat amacıyla İstanbul
Boğazı’ndan çıkan bu gemiler, 29-30 Ekim gecesi Odessa ve Sivastopol’ü bombaladılar.
Bunun üzerine Rusya ve bağlaşıkları peş peşe Osmanlı Devleti’ne savaş ilân ettiler. Böylece
30 Ekim 1914’de Türkiye I. Dünya savaşına katılmış oldu.
Osmanlı orduları I. Dünya savaşında yedi cephede vuruştu : Kafkas ve Galiçya
cephelerinde Ruslarla, Makedonya’da Yunan ve Fransızlarla, Çanakkale’de İngiltere, Fransa
ve İtalya ile ; Filistin, Suriye ve Irak cephelerinde İngiliz ordularıyla.
İttihat ve Terakki hükümetinin “Teşkilat-ı Mahsusa” aracılığıyla İngiliz ve Fransız
sömürgelerinde yürütmeye çalıştıkları “İttihad-ı İslam” propagandası bu ülkeleri ciddi bir
telaşa sürüklemiştir. Bu amaçla Türkiye’nin bir an önce savaş dışı bırakılması İtilâf
devletlerinin en önemli savaş amaçlarından biri haline gelmiştir. En önemli sömürgelerinde
Müslüman nüfûsun fazlalığı özellikle İngiltere’nin Türkiye ile giriştiği savaşta alacağı
sonuçların önemini artırıyordu. Türkiye karşısında başarısızlık özellikle Hindistan’da
karışıklıklara yol açabilirdi.
Öte yandan, Almanya’nın Rusya üzerindeki baskısı artmış, komünistlerin ihtilâl
girişimleri savaşın getirdiği zorluk ve yokluklarla birleşince Çarlık rejimi zor günler
yaşamaya başlamıştı.
Osmanlı devletinin bir an önce savaş dışı bırakılması için en kestirme yol, denizden
yapılacak bir çıkartmayla Gelibolu yarımadasından doğruca İstanbul’a yürümek ve başkenti
ele geçirerek “Doğu Cephesi”ni düşürüp Rusya’ya Boğazlar üzerinden yardım ulaştırmak
gibi görünüyordu.
Bu amaçla müttefik donanmalarının giriştiği “Çanakkale Saldırısı” Türk ordusunun
kahramanca direnişi ile başarısızlığa uğradı.
Sanal alemde kullanıcılarına ücretsiz sohbet imkanı sağlayan Türkiyenin sayılı Sohbet Siteleri Arasında Yer Alır.
Copyright 2021 Tasarım & Lisans hak sahibi Sohbettema
Bu sitenin host'u HizliShell tarafından host edilmektedir.